İZMİR BAKIRÇAY ÜNİVERSİTESİbakircay.edu.tr
KURUM VİDEOLARININ FARKLI KİŞİLERCE İZLENME SAYISI 29.245

Tıp Fakültesi

  • SAY

    6 Yıl

  • Tıp Fakültesi
    İZMİR

    2023 : 15724
    2022 : 14807
    2021 : 11539

    2023 : 504.804
    2022 : 504.308
    2021 : 451.025

    2023 : 60
    2022 : 60
    2021 : 40

Ben Prof. Dr. Hanefi Özbek. İzmir Bakırçay Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Vekiliyim. 2018 - 2019 öğrenim yılında Yükseköğretim Kurulu'nun onayı ile ilk öğrencilerimizi almaya başladık. Anlaşmalı olduğumuz Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde de 517 yatak kapasiteli bir hastane olduğu için eğitim vermek, bu eğitimi kaliteli bir şekilde sürdürmek oldukça kolay olacaktır diye düşünüyorum. Dolayısıyla Tıp Fakültesi öğrencilerimiz hem hasta çeşitliliği yönünden, hem de hasta sayısı yönünden herhangi bir sıkıntı çekmeden bu eğitimi alabileceklerdir. Tabii bunun devamında uzmanlık yapmak isteyen öğrenciler de üniversitemize ve fakültemize gelmeye başladıklarında onlar için de hasta çeşitliliği ve hasta sayısı yönünden herhangi bir sorun olmayacağını düşünüyorum. Tıp Fakültesi öğrencilerimiz; birinci, ikinci ve üçüncü sınıflarını Seyrek-Menemen Kampüsü’nde okuyacaklar; dördüncü, beşinci ve altıncı sınıftaki klinik eğitimlerini ise hastanemiz bünyesinde gerçekleştireceklerdir. Tıp Fakültesi öğrencilerine, çok sayıda ders vermek durumundayız. Tıp, oldukça geniş bir alan. Tabii bu dersler birinci, ikinci ve üçüncü sınıfta farklılık göstermektedir. Tıbbi Farmakoloji, Tıbbi Biyokimya, Tıp Tarihi ve Deontoloji, Genel Cerrahi, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Üroloji, Nöroşirürji, Plastik Cerrahi gibi tıpla ilgili aklınıza gelen tüm dersleri lisans seviyesinde öğrencilerimize sunuyoruz. İlk 5 sene bu dersler öğrencilere veriliyor. Bu arada özellikle İstatistik dersine önem vereceğimizi belirtmek isterim. Çünkü öğrencilerimiz mezun olduktan sonra özellikle Tıpta Uzmanlık Sınavı'nı (TUS) kazanıp uzmanlık eğitimlerine başladıklarında istatistiğin ne kadar önemli olduğunun farkına varıyorlar. Ama zamanında bu eğitimi almadıkları için epeyce zorlanıyorlar. Biz bu eğitimi uygun bir şekilde lisans döneminde özellikle vermeyi amaçlıyoruz. Pandemi döneminde halk sağlığının ne kadar önemli bir bilim alanı olduğunu gördük. Bu alanda da yine derslerimiz olacak, bu konuda da öğrencilerimize her türlü imkanı sağlayacağız. Eğitimimizin sonunda da 6. sınıfımız var. Burada da intörn eğitimi bulunuyor. Bu dönemlerinde öğrencilerimiz bir hekimmiş gibi çeşitli kliniklerde çalışacaklar ve burada kendilerini kanıtlayacaklar. Dolayısıyla derslerimiz 5 sene boyunca devam edecek, son sınıfta da intörnlük eğitimi vereceğiz. Bu amaçla öğrencilerimiz farklı yerleri görsünler diye yalnızca kendi hastanemizi değil, başka hastaneleri de kullanabiliriz. Bunun öğrencilere faydalı olacağını düşünüyoruz. Çünkü her hastane birbiri ile aynı değildir, imkanları farklıdır. Dolayısıyla öğrenci mezun olduktan sonra çok daha iyi imkanlara sahip hastanelere gidebileceği gibi, imkanları daha kısıtlı yerlere de gidebilir. Hepsini görmesi ve tecrübe etmesi açısından bunun önemli olduğunu düşünüyorum.Tıp Fakültesi öğrencilerimize bulundukları sınıfa göre uygun laboratuvar imkanları hazırlıyoruz. Örneğin Farmakoloji ve Patoloji için laboratuvar imkanlarımız hazır. Anatomi için de özel bir yerimiz var. Anatomi çok önemli bir alan. Öğrencilerin burada iyi bir kadavra, kemik ve çeşitli maketler üzerinde eğitim görmeleri şart. Dolayısıyla iyi bir anatomi laboratuvarı lazım. Burada da malzemeleri ve laboratuvarı hazır durumdadır. Bunları öğrencilerimizin kullanımına sunacağız. Tabii eğitim artık bir tek bunlarla devam etmiyor, daha yeni şeyler gerekiyor. Örneğin; Mesleki Beceri Eğitim Merkezi gerekiyor, bunu kuruyoruz. Simülasyon Merkezi gerekiyor, öğrenci simülasyonla ileride ne yapacağını öğrenecek. Varsayalım ki hasta geldi, öğrencimiz hasta ile baş başa kaldı. Öğrenciyi mezun edip gönderdiğinizde; bu, öğrencinin ilk kez başına geliyor ise öğrencilerimiz büyük sıkıntı yaşıyorlar. İşte bu durumda simülasyon merkezleri çok büyük katkıda bulunuyor. Öğrenci sanki mezun olmuş bir hekimmiş gibi oturuyor, hastası geliyor. Onu karşılıyor ve gerekli iletişimi sağlıyor. Muayenesini yapıp gerekli isteklerde bulunuyor. Teşhisini koyuyor, ilacını yazıyor. Bunları kendi imkanlarımızla yaptığımızda öğrencimiz daha da kendine güvenen, daha hazır bir hekim olarak mezun oluyor. Öğrencilerimiz eğitimleri sırasında özellikle kliniklerde zaten hocalarından teorik dersler alabiliyor, kliniklerde pratikler yapabiliyor. Bunlar öğrencinin bilimsel araştırmaya yatkınlığı konusunda yeterli olmayabiliyor. Bu durumda öğrencinin internete girip, tıp veri tabanlarına ulaşabilmeleri, buralarda araştırma ve taramalar yapıp, kendi sorularına ve hastalarla ilgili yeni bir gelişme olup olmadığına bakabilmeleri gerekmektedir. Dolayısıyla öğrencilerin bu yönden de hazırlanması gerekiyor. Bu amaçla öğrencilerimiz için öğrenci kongreleri, sempozyumları yapmayı düşünüyoruz. Bunu başka yerlerde de yapmıştık ve öğrencilerimizin çok faydalandığını gördük. Dolayısıyla İzmir Bakırçay Üniversitesi, Tıp Fakültemizde de öğrencilerimize bu imkanları sağlayacağız. Tabii bunu yüz yüze yapabileceğimiz gibi online şekilde de gerçekleştirebiliriz. Böylece öğrencilerimiz hem online hem de yüz yüze bilim insanlarıyla konuşma, görüşme, fikir alışverişinde bulunma imkanlarına sahip olacaklar. Bunları zamanında öğrenmiş olacaklar. Bilim insanlığı yalnızca, üniversiteyi ve doktora eğitimini bitirip doğrudan mesleğe başlangıç şeklinde yapıldığında birçok konu eksik kalıyor. Halbuki öğrencilerimize bu genç zamanlarında bu konularda gerekli altyapıyı sağlamak lazım ki zamandan kazanalım. Dolayısıyla bu amaçla öğrencilerimizin kongre, sempozyum gibi faaliyetlere katılmaları çok kıymetlidir. Bunlar yeterli değil. Bir öğrencinin, yani bir bilim insanının bilimden yeterince yararlanabilmesi için biyoistatistik çok önemlidir. Dolayısıyla öğrencilerimizi bu konuda özel eğiteceğiz.Üniversitemiz Mevlana, Farabi ve Erasmus gibi değişim programları ile öğrencilerimizi başka şehirlere veya ülkelere gönderebilecek, ya da oralardan öğrencileri üniversitemize alabilecektir. Bu tür öğrenci değişim programlarının öğrenciler için son derece kıymetli olduğunu düşünüyorum. Böylece öğrenci bütün eğitimini tek bir fakültede değil, birçok değişik fakültede görebiliyor. Yurt dışına çıkma endişesi var ise bunu da giderebiliyor. Bir tıp fakültesi öğrencisi mezun olduğu takdirde kanunlarımıza göre elbette ki hekimlik yapabilir. Hekimliğini farklı aile merkezlerinde ve hastanelerinde gerçekleştirebilir. Türkiye'nin değişik yerlerinde çalışabilir. Cezaevi hekimliğinden iş yeri hekimliğine kadar çalışma imkanları geniştir. Öğretim görevlisi olarak hayatına devam edebilir. Gerek Tıpta Uzmanlık Sınavı'nı kazanarak, gerekse doktora yaparak bu konuda hazırlığını yapabilir. Daha sonra da doktor öğretim üyesi, doçent ya da profesör olarak çalışabilir. Yine Tıp öğrencileri ilaç sanayiinde çalışabilir. Burada çeşitli ilaç firmalarında nitelikli ve özel görevlerde bulunabilir. Pandemi dolayısıyla artık halkımızın da öğrendiği gibi faz 1, faz 2, faz 3 çalışmalarımız mevcut. İşte bu noktada insana müdahale edildiği için hekim çalışması şart. Peki hangi hekimler çalışmalı? Bir tek farmakolog, dahiliyeci ya da başka bir hekim değil. Hangi alanda çalışıyor ise o alanda uzmanlaşmış hekimlere ihtiyaç var. Dolayısıyla klinik araştırmalarla ilgili altyapısını tamamladıktan sonra öğrencilerimiz buralarda da önemli faaliyetlerde bulunabilir. Çeşitli ilaçların ve aşıların bulunmasına dünya çapında katkıda bulunabilirler. Yani tıp alanından mezun olmuş bir kişinin çalışamayacağı alan yoktur. Bir örnek daha vereyim: Mesela, kulak-burun-boğaz uzmanı olmuş bir kişinin eğer müzik yeteneği de varsa bu durumda sesle ilgili konularda ses sanatçılarına, müzisyenlere büyük hizmet verebilir. Çünkü müzisyenlerimizin büyük bir kısmı seslerini korumayı; boğaz yapılarını, ağızlarını, dişlerini korumayı pek bilmiyorlar. Bir diş çekimi bile bir ses sanatçısının hemen her şeyini değiştirebilir. Bir bademcik ameliyatı bile onun ses yapısını değiştirebilir. Yanlış bir çalışma, sesini aşırı yorma, ses nodülü oluşturabilir, bu kişinin sanat hayatı son bulabilir. İşte bu konularda bir danışan lazım. Bu danışan da bu konularda yeterli altyapıya sahip iyi bir kulak-burun-boğaz uzmanı olabilir. Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. Dolayısıyla hekimlerimizin mezun olduklarında çalışabilecekleri alanlar son derece geniştir ve onların da hayal dünyalarıyla ilgilidir. Hayal dünyası ne kadar genişse o kadar çok çalışma alanı olabilir.Her bir sınıfta 30 civarında öğrencimiz var. Bu eğitim için aslında çok kıymetli bir sayı. Yani öğrencilerimiz İzmir Bakırçay Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni tercih ettiklerinde daha yakından ve daha samimi bir eğitim alma imkanına sahip olacaklar. Özellikle kliniklerde öğrenci sayısının azlığına bağlı olarak hocalarıyla ve oradaki ilgili diğer sağlık meslek mensuplarıyla çok daha yoğun bir çalışma içinde bulunabileceklerdir. İyi bir eğitim almak için usta-çırak ilişkisi özellikle tıp alanında şarttır. Dolayısıyla bizim fakültemiz usta-çırak ilişkisi konusunda öğrencilerimize diğer fakültelere üstünlük sağlayacaktır diye düşünüyorum. Öğrencilerimizin barınma, yemek, sosyal aktivite gibi ihtiyaçları özellikle şehir dışından gelen öğrencilerimiz için daha çok önem arz etmektedir. İzmir Bakırçay Üniversitesi bu konuda oldukça güzel imkanlara sahiptir. Gerek kampüsümüzde, gerekse kampüsümüzün bulunduğu Menemen-Seyrek Köyü'nde oldukça geniş imkanlar var. Çeşitli restoranlar, özel yurtlar, kampüsümüz içerisinde kafeteryalar bulunmaktadır. Öğrencilerimizin bu konuda herhangi bir sıkıntı çekmeyeceklerini düşünüyorum. Bunun dışında öğrencilerimizin başka aktivitelerle uğraşmasını da arzu ediyoruz. Bir tek Tıp Fakültesi öğrencileri değil, Mühendislik Fakültesi, Hukuk Fakültesi gibi birçok fakültede öğrencisinin hem spor, hem sanat alanında mutlaka bir şeyler yapması gerektiğine inanıyorum. Dolayısıyla buraya gelecek olan öğrencilerimizin kendini buna hazırlamasını rica ediyorum. Umarım faydalı bir eğitim süreci olacaktır. Bir fakültenin akredite olmasının önemini hepimiz biliyoruz. Yalnız bu akreditasyon işlemleri için fakültenin ilk mezunlarını vermesi gerekiyor. Bundan sonra faaliyete geçebiliyor. Biz de ilk öğrencilerimizi mezun ettikten sonra bu faaliyetlere başlayacağız ve üniversitemiz Tıp Fakültesi'nin dünya çapında akredite olması için gerekli çalışmalarımızı yapacağız. Bu konuda da öğrencilerimizin içi rahat olsun, endişe duymasınlar. 20211 – 2022 eğitim-öğretim yılında öğrencilerimizi İzmir Bakırçay Üniversitesi, Tıp Fakültesi'ne bekliyoruz.
DAHA FAZLASINI GÖRÜNTÜLE

İLETİŞİM FORMU

  • Facebook Link
  • Twitter Link
  • VK Link
  • Telegram Link
  • Instagram Link