TRAKYA ÜNİVERSİTESİtrakya.edu.tr
KURUM VİDEOLARININ FARKLI KİŞİLERCE İZLENME SAYISI 82.205

Rektör Anlatıyor 2

Üniversitemizde 3500 tane lisansüstü öğrencimiz var. Yüksek lisans ve doktora eğitimi veriyoruz. Her geçen gün doktora eğitimi veren bölüm sayısını artırıyoruz. Trakya’dan ve ülkemizin çeşitli yerlerinden gelen birçok lisansüstü öğrencimiz var. Misyonumuz gereği özellikle Balkan coğrafyasından lisansüstü öğrenci alımına önem veriyoruz ve bu bölgeye özel kontenjanlar açıyoruz. Çok sayıda mezunumuz var, dediğim gibi çok sayıda da yani 3500 tane öğrencimiz var. 5 enstitümüz var. Sosyal Bilimler Enstitümüz oldukça zengin. Fen Bilimleri Enstitümüz var. Sağlık Bilimleri Enstitümüz var. Bunlar dışında Türkiye'de tek olan Roman Enstitümüz ve yine Türkiye'de tek olan Balkan Enstitümüz var. Onlar da konuları ile ilgili özel çalışmalar yapıyorlar ve yüksek lisans çalışmaları yapıyorlar. Üniversitemizin aslında, dediğim gibi 40 yıllık olgunlaşma dönemini tamamladığını, çok gerekli bölümlerle yeni başlangıçlar yapıyoruz. Ama artık nicelikten çok kaliteyi ve derinleşmeyi hedefleyen bir üniversite. Hedefimiz daha çok büyümekten ziyade daha büyük projelerle daha büyük işler başaran, kalitede mesafe almış bir üniversite olmak. O yüzden çok fazla yeni fakülteler olmayacak ama var olan fakülteleri çok daha güçlü hale getirebileceğimiz bir strateji ile hareket ediyoruz. Eski ve köklü bir kurumuz, biz yetiştirdiğimiz elemanları önemsiyoruz ve onların iyilerini kurumumuza kazandırmak istiyoruz. Bunu tabii ki akademik gelişimleri doğrultusunda belirliyoruz. Doktor öğretim üyesi daha sonra doçent ve daha sonra da profesörlük gibi onların kendi içerisinde de bir olgunlaşması oluyor. Üniversitemiz yavaş yavaş kadrosunun çoğunu doçent, profesör seviyelerine çıkarmış durumda. Pek çok alanda konusunda uzman akademisyenler de alıyoruz. Kurumumuza geçtiğimiz 4-5 yıl içerisinde neredeyse 300'ün üzerinde yeni akademisyen kazandırdık. Öğretim üyelerimizi alırken elbette ki Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) kriterleri ile alıyoruz. Bizim alım kriterlerimiz de pek çok üniversiteninkilerin üzerindedir. Belli bir yayın yapmış olmak ve dil şartı gibi farklı üniversitelerde olmayan, kendimize ait kriterler de kullanıyoruz. Yeter ki yetişmiş, iyi tecrübelerini aktaracak, güzel nesiller yetiştirecek akademisyenler olsun diye uğraşıyoruz. Güzel bir kadromuz var, dinamik bir kadromuz var. Bundan sonra dediğim gibi artık sıçramaların olduğu, büyük ödüllerin ve gurur verici patentlerin olduğu, ülkenin kaderini değiştirecek buluşların sahibi olacak bir üniversite hazırlıyoruz. Şimdi biz 2. dönemimize başladık, benim rektörlüğümün 5. yılı. İlk başladığımızda kalite çalışmaları çok yeniydi. Bir bölümümüzün –biyoloji bölümü- gayreti vardı. Bizimle beraber Biyoloji Bölümünün akreditasyonu oldu. Bu süre zarfında yani yaklaşık dört buçuk yıl gibi bir süre zarfında, üniversitemizin 18 birimi akredite oldu. Mesela Tıp Fakültesi uluslararası akredite, yabancı diller eğitimi Pearson akredite, Fen Fakültesi’nin tüm birimleri akredite, Tıp Fakültesi’nin kendi içerisinde klinik birimlerinin 8 tanesi akredite oldu. Bütün üniversitede bir kalite seferberliği ilan ettik ve akreditasyon konusunda kurumları özellikle çok cesaretlendirdik. Mesela Eğitim Fakültemizin 6 birimi birden akredite. Ve şimdi Mimarlık Fakültesi başvurdu, Eczacılık Fakültesi başvurdu, Mühendislik Fakültesi başvurdu. Yani bir iki yıllık bir süre içerisinde, belki yapılabilecek bütün akreditasyonlara sahip bir üniversite hayal ediyoruz. Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı (YÖKAK) biliyorsunuz ki Yükseköğretim Kurulu’ndan (YÖK) bağımsız olarak kuruldu ve üniversitelerin kalitelerini geliştirme açısından çok önemli işler yapıyor. Bizim üniversitemizdeki çalışmalarımızı yakından takip ediyorlar. Biz de bu denetlemelere, değerlendirmelere giriyoruz. Burada üniversitemizin oldukça başarılı olduğu kanıtlandı, gösterildi. 3 yıl önce gelmişlerdi ve şimdi geldiler aradaki farkı net bir şekilde gösterebildik. Bir de ben Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı’nın (YÖKAK) takım başkanı olarak kabul ederdim. Yani ben de başka üniversitelerin kalite değerlendirmelerinde görev alıyorum. Üniversitemizin bu konuda önemli bir atak yaptığını, kurumun hemen hemen tamamında büyük bir farkındalık oluştuğunu, her bölümde kalite temsilcilerinin çalıştığını, risk çalıştaylarıyla kurumun iyi değerlendirildiğini söylemeliyim. Kendi kendine iyileşen, kendi kendini yenileyen, sorunları kendi çözen bir sistemi oturtarak bu kurumu her gün daha ileri götürecek bir sistemi oturtmaya çalışıyoruz. Çok yol aldık ve daha da güzel olacak inşallah. Bunu şöyle de bir avantajı var: Çocuklarımız zaten Bologna süreçlerine tabi, zaten mavi diploma alıyorlar ama bir de biz mezun olurken diplomanın yanında uluslararası akredite bir eğitim kurumundan mezun olduklarının da belgesini veriyoruz. Artık dünyanın neresine giderlerse gitsinler bu belge kaliteli ve yeterli bir eğitim aldıklarının ispatı oluyor. İnşallah bu çalışmalar devam edecek. Şimdi biz tüm üniversite olarak da yani bölüm bölüm, program program değil de tüm üniversite olarak Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı’na (YÖKAK) başvurduk. Üniversitemizin tamamını akredite etsinler diye ve o süreçler de devam ediyor.
DAHA FAZLASINI GÖRÜNTÜLE

İLETİŞİM FORMU

  • Facebook Link
  • Twitter Link
  • VK Link
  • Telegram Link
  • Instagram Link