Tıp Fakültesi

Herkese merhaba. Adım Alperen KARACANOĞLU. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldum. Mezun olduktan sonra girdiğimiz TUS (Tıpta Uzmanlık Sınavı) sınavıyla Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde deri ve zührevi hastalıkları bölümünde uzmanlık öğrencisi olarak bölüme başladım. Bölümümüzde hem polikliniklerimiz aktif olarak işlemektedir. Polikliniklerimizin yanında işlem odamız var. İşlemlerimizde çeşitli biyopsiler alma, onun yanında çeşitli bazı tedavileri invaziv olarak yapabilmekteyiz. Bunların aralarında cilt hastalıklarının bir kısmını oluşturan cilt kanserleriyle alakalı durumların tedavisi, bunların cerrahisi, bunların biyopsi alınması gibi işlemlerde barınmaktadır. Aynı zamanda yine bizim alerjik hastalıklarımız için çeşitli testlerimizi bu odada yapabilmekteyiz. Deri ve zührevi hastalıkları hem deri, cilt hastalıklarıyla ilgileniyoruz hem de zührevi olarak cinsel yolla bulaşan hastalıkları olanları kendi bölümümüzün çatısı altında tedavi hizmeti veriyoruz. Poliklinik olarak daha çok aktif hasta bakmaya devam etmekteyiz. Polikliniklerimiz dışında yataklı servisimiz bulunmaktadır. Yatış endikasyonu olan yani yatarak tedavi görmesi gereken hastaları da yatırarak tedavileriyle ilgilenmekteyiz. Tıp fakültesinde ilk 3 yıl daha ağırlıklı olarak teorik bilgileri görmekte oluyoruz. Akabinde ise bu hastane kısmı devreye giriyor ve hastanede teorik derslerin yanında pratik derslerinde ağırlıklı olarak hasta başında uygulamalı bir şekilde yapmayı sürdürüyoruz. Tıp fakültesinin sonunda TUS'la birlikte bölümümüzü seçtikten sonra deri ve zührevi hastalıklarında çeşitli işte yan dallarımız oluyor. Bu yan dallar içerisinde daha spesifik hasta grupla ilgileniyoruz. Bunların bir kısmı nevus hastaları, bel hastaları; bunların takibi, bunların klinik seyirleri ve bunların prognozunda herhangi bir değişiklik olup olmadığının takibini yapıyoruz. Onun dışında sedef hastalıklarının takip edildiği poliklinik hizmetimiz bulunmaktadır ve sedef hastalığının düzenli olarak takipleri, tedavilerin düzenlenmesiyle ilgileniyoruz. Otoimmün hastalıklar çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Yine bizim kendi branşımızda da bunların en başında yine Behçet hastalığı geliyor. Behçet hastalıklarının, hastalarının bir arada bulunduğu kendi bünyemiz içerisinde poliklinik hizmetini yine sürdürüyoruz. Bununla birlikte deri kanseri olan hastaların yine takibinin, tanılarının konulduğu, takibinin yapıldığı ve gerekli görüldüğü takdirde de yatışının verildiği polikliniğimiz de bulunmaktadır.


Öğrencilik hayatımız ilk etapta teorik bilgilerle başlamaktadır. Tabii ki teorik bilgilerin pekiştirilmesi için bunun yanına pratik eğitimine de önem vermemiz ve görmemiz gerekiyor. Temel bilimlerde özellikli olarak anatomi dersinden sonrasında maket üzerinde tedavi üzerinden pratiğinin yapılması hem öğreticiliğinin arttırılması hem de akılda kalıcı olması açısından çok mühimdir. Anatomi dersinde özellikle maketler ve kadavra üzerinden gördüğümüz konuların pekiştirilmesini ve aklımızda kalmasını sağlamaktayız. Diğer teorik derslerimizden özellikle temel bilim içerisindeki işte fizyoloji olsun, biyokimya olsun bunların laboratuvar dersleri oluyor. Dersinin akabinde bunları laboratuvarda yine işinden konuyla paralel bir şekilde olacak şekilde bunların iğne pratiğini yapmaktayız. Hastane kısmına geçtikten sonra daha çok el becerisinin geliştirilmesine yönelik ufak ufak zaten hastalarla alakalı işlemler de yapılıyor, o zamanki bilgi ve bilgi düzeyiyle ilişkili olacak şekilde. Bunların yine ilk etapta maket üzerinden denenmesi bu işlemlerin yapabileceğimizi hem kendimiz hem de hocalarımızın görmesinden sonrasında ise hasta başında tecrübemizle orantılı olarak bu işlemlerin yapılmasını aktif olarak yapmaktayız. Hastane kısmına geçtikten sonra hemen hemen her hastalık, ana bilim dallarıyla ilişkili stajlarımız oluyor. Bunları 4. sınıftan itibaren belli bir süreyle görüyoruz. Mezun olduktan sonra girdiğim TUS'ta deri ve zührevi hastalıkları bölümünü istiyordum. Daha dahili bir branş olması, çok ilgilendiği hastalıkların geniş bir alanı kapsıyor olması, hastalıkların hem tanısının hem tedavisini aktif olarak rol oynuyor olabilmek ve tedaviyle birlikte hastaların gerçekten hayat konforunu, kalitesini göz görülebilir bir şekilde arttırıyor olmamızdan ötürü bu branş falan daha diğer branşlardan cazip geldi. İstanbul Medeniyet Üniversitesi'ni tercih etmemin en büyük sebeplerinden bir tanesi kendi içinde barındırmış olduğu donanımlı, nitelikli akademik kadrosu olmuştur. Tıp fakültesin de ilk günden itibaren de bu şekilde eğitimimiz devam etti. Merkezi konumda üniversitemiz, Göztepe’de. Ünalan Kampüsümüz var. Yine ulaşım açısından çok E-5’e kolay ulaşılabilir halde olması İstanbul gibi bir büyük şehirde önemliydi. Üniversitemizin imkanlarının çok çeşitli olması, çeşitli kulüp faaliyetlerinin aktif olarak yapılıyor olması, yurt içi ve yurt dışı değişik eğitim programlarının düzenlenmesi, öğrenciye EXCHANGE süreçlerini yürütüyor olmaları ve bunları da yapmak istediğimiz zaman arkamızda durmaları ve teşvik etmeleri üniversitemizi gerçekten farklı bir yere koymaktadır.
Bölümümde, tıp fakültesine başladıktan sonra normalde hastaneye geçmemiz dördüncü sınıfın başına tekabül etmesine rağmen çok fazla hocamızla rahat bir şekilde iletişime geçebilme imkânımız oldu. Bunların bir kısmını daha sonraki süreçte birlikte eğitim göreceğimiz insanlar olmasına rağmen bize her zaman çok yardımcı oldular ve birinci sınıftan itibaren de hastane kısmına istekli olduğumuz takdirde gelmemizi ve orada bir şeyler yapmamıza imkân sağladılar. Üniversitemizin çeşitli gezi ve kulüp faaliyetleri oldu. Bunların çoğuna katılabilmeye özen gösterdik ve katılmamızla birlikte çok kaliteli, eğlenceli bir öğrencilik hayatımız oldu. Tıp Fakültesini bitirdikten sonra zorunlu doğu hizmetimiz olmakta ve çeşitli Türkiye'nin dört bir yanına atanmaktayız. Ve bu atanmadan önce gerçekten çok hekimlik bilgimize ve becerimize güvenmemiz gerekiyor. Orada primer, tamamen hastalarla kendimiz sorumlu oluyoruz ve en başından itibaren hastalığın, hastanın tedavisini üstlenmek durumundayız. Ve bunun için de çok nitelikli ve gerçekten kendimizi iyi hissedeceğimiz özgüven sahibi olabileceğimiz iyi bir eğitim almamız gerekmektedir. Medeniyet Üniversitesi bu noktada gerçekten üzerine düşen görevi yapmaktadır. Tıp fakültesinin başından itibaren hep bize iyi bir hekim olmamız için teşvik etmektedir. Buna yönelik hem teorik olarak hem pratik olarak hem sosyal anlamda birçok imkanlarını bize seferber etmiştir. Üniversitemin en büyük farklarından, en büyük avantajlarından bir tanesi mezun olduktan sonra gerek zorunlu görevde gerek uzmanlık öğrencisi olarak, bir branşın asistanı olarak başladığımız zaman kendimizi iyi hissedebilmemiz, özel hissedebilmemiz ve hiçbir işlemden ya da tanı koyma sürecinde geri planda kalmamamız için özgüveni biz aşılıyor olmasıdır. İstanbul Medeniyet Üniversitesi tercih etmek için gerçekten çok avantajlı ve farklı bir yere sahip bir tıp fakültesidir. İstanbul'da olması, ulaşım açısından çok kolay erişilebilir olması diğer tıp fakülteleri gibi çekirdek eğitim müfredatına göre eğitimini sunuyor olması, fakültemizi seçmemiz için gerçekten fakültemizi ayrıcalıklı bir hale getirmektedir. Üniversite sınavına girecek olan bütün arkadaşlara başarılar dilerim. Hepinizi İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne bekliyoruz.